Hacer ilkokula memlekette kalan ana ve babasının rızası alınarak yazdırılır. Şimdilerde Hacer'in ve karşı cinsin bayıldığı o göz alıcı memeler, ilkokulun son yılında büyük sorun yaratır. Memeler vaktinden önce ve fazlaca büyümüştür. Bu vahim durum, Hacer'in elinden okuma aşkını alır. Ortaokula ne Hacer'in kaydı yaptırılır, ne de o güzelim memelerinin.
Hacer, o memelere sahip olup yaşı da on beşe varınca, elleri gümüş tepsiler, çikolatalar ve çiçeklerle dolup taşan guruplar tarafından sıkça ziyaret edilir. Amcalar, teyzeler, Hacer ve memelerini evlatlarına istemektedirler. Fakat Hacer ve onun sahip olduğu değerleri arzulayıp kendine zevce kılmak isteyen beyler, Hacer'imizden umumiyetle on, on beş yaş daha büyüktür. Bu doğaldır. Toplumun ortak görüşü budur çünkü.
Evlilikte erkek, dişiden epeyce, en az on yaş civarı büyük olmalıdır. Böyle olmalıdır çünkü, evlenen kadın bol bol çocuk doğuracaktır. Hayatı, kendi isteği sorulmadan şekillendirilen dönemin kadını, otuzlu yaşların ortalarına geldiğinde, vücut, güç ve cazibe bakımından zayıf olacaktır. Erkek bu vaziyetten sıkılacak olsa bile, yaşı ellilere merdiven dayadığından, gözü dışarıda olmayacak, uslu uslu evdeki hatunu kaşıklamaya devam edecektir.
Ancak, on beş yaşındaki Hacer'e göre kendisini isteyen erkekler, sakallı bıyıklı amcalardır. Bu hâl, Hacer ve memeleri için kabullenilebilecek bir şey değildir.
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları