İnternet, insan ihtiyacının o sonsuz talepkarlığının büyük umutlarına sonsuz imkanlar sunan gerçek bir sihir midir İki milyar insanın henüz telefonu bile görmediği, nüfusun sadece % 35'ünün bilgisayar kullanıcısı olduğu bir dünyada İnternet kullanıcılarının sayısının daha da az olduğu kabul edilirse interneti tanımlayan nedir Küresel gözetlenme, gözetleme / röntgencilik, laflama odası, küresel kütüphane, küresel arşiv, kapitalist üretim ve tüketim ilişkileri içindeki ulusaşırı şirketlerin hegemonik mücadele alanı, küresel düzeydeki bir direniş aracı.... olarak işlev görmesi mi
'Teknolojinin' tek merkezden fethederek işgal ettiği ve her an gözetlediği bir dünyada, kullanıcısına milyonların bulunduğu bir yerde fiilen görünmez, kimliklendirilemez, farkedilemez duygusu veren “internetin dünyaya gelişi“, neredeyse Minerva'nın Baykuşu'nun ve tanrıların insan toplumu içine doğuşu gibi gerçekleşti. İnternet kullanıcılarının nitelikleri ve amaçları dikkate alındığında, ilk bakışta kimsenin hatta hiçbir sınıfın mülkiyetinde olmadığı zannedilebilir. Ancak İnternet'in yaygınlaştırılması, ağ ve kablo sistemlerinin kurulması gibi büyük çaplı teknik donanım hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi için devletlere, uluslararası anlaşmalara ve kar güdüsünden hiçbir zaman vazgeçmemiş olan büyük şirketlerin mutlak kontrolüne ihtiyaç vardır.
Kontrollü bir pratik olarak İnternet kavramı, işlemeye devam eden insanı pratiklerle ilişki halinde, tabii günlük hayatlarımız içinde ona yüklediğimiz anlamla iş başındadır: Diğer teknolojiler gibi, hayatlarımıza söküp atamayacağımız bir biçimde yerleşen İnternet, sayısız insanı pratikle ve bireylerin sadece kendilerine “anlamlı“ gelen amaçları için kullanılmaktadır.
(Tanıtım Yazısı'ndan)
Kullanıcı Yorumları