Ve bir gün “Yüce Kişiler “ “Cennet“in kraliçesine, “Cehennem“in kralıyla evlenme emrini gönderirler. Sınıfsız, sorunsuz, mutlu insanların , savaş nedir, şiddet nedir, kötülük nedir, sömürü nedir bilmeyen insanların kuşağının kraliçesi Al-Ith, çaresiz uyacaktır bu emre ve şiddetin, savaş kurallarının egemen olduğu kuşağın kralına, Ben Ata'ya gidecektir.
Her ikisinin de karşı koyamadıkları bu emrin sonucu; müthiş bir gerginlik olacak, birbirlerini tanıma süreci zamanla tutkulu bir aşka dönüşecektir. Ve her ikisi de sayılarını bilemeyecekleri kadar çok partnerle sevişmiş, pek çok çocuğa sahip olmuş çift, bir şeyi yaşayarak öğrenecektir: Seavişmek başka şeydir, evlenmek başka... Dokunmak başka şeydir, aşkı, sevdayı içselleştirmek başka...
Her şey gerilerde kaldığında, cehennemin kralının diğer kuşakların kraliçeleriyle evliliklerinin nedenleri tartışıldıktan sonra açığa çıkan sonucu mağrur kral Ben Ata özetleyecektir: “memnuniyet, en yüksek amaç değildir!“ Kraliçe Al-Ith ise gözlerini erişilmesi zor uzaklıklara yöneltmiştir...
Doris Lessing, başlıbaşına bir kozmoloji yarattığı “Argostaki Kanopus Arşivleri“ dizisinin bu ikinci kitabında, kendi kadınlık, annelik deneyimlerini okurlarıyla paylaşmanın da ötelerine yelken açarak, iyilik-kötülük, yaratıcı dinamizmin kaynakları , çaresizlik gibi konuları ele alıyor. İnsanlardaki sınırsız yükselme içgüdüsüne, mistisizm eğilimlerine ve evet, insanın bedenini ve kişiliğini paylaşmaya yönelik içgüdülerinin nedenlerini sorgulayan bir başka bakış...
(Arka Kapak)
Kullanıcı Yorumları