Göçten önce sabahın erken saatlerinde, sürüler göç yoluna düzülür. Sürüleri genç insanlar sürerler. Boğaz havaları ile kaval sesleri sürünün çan seslerine karışarak çok sesli bir göç oluşur, göç yolunda.
Sürünün arkasından ağır kısmı hareketlenir. Yörüklerin erkekleri develeri havutları, atları eğerler, kadınlar çocukları hazırlar. çamaşırların yerleştirildiği renkli çuvallar, kara çadırlar ve diğer yiyecek, kullanılacak yükler, develere sarılmaya başlanır. Beş altı deve bir katarı oluşturur. öndeki develere renkli çuvallar sarılır. üstlerine renkli büyük kilimler örtülür, gelin gibi süslenir. Arkadaki develere çadır ve benzeri yükler sarılır.
Böylece deve katarı önden bakılınca daha gösterişlidir. Yine develer değişik çanlarla, kolanlarla süslenir. Kimi çanların devenin yüzünün iki yanına, kimi çanlar ise kuyruğuna, karnına veya havudun hatap ağaçlarına takılır. yine develerin başlarına renkli süslü başlıklar takılır.
Deve katarlarını ailenin yeni gelini veya genç kızı çeker. Deve çeken genç gelinin önüne oba beyi bile geçmez. Kadına saygıdır. Aile reisi ise atının üzerinde göç katarının yanında yer alır. Değişik katarlar arka arkaya dizilince seyrine doyum olmayacak bir Yörük göçü çıkar ortaya. Göç Yörük için tam bir saltanattır. Zengin bir deneyim, kültürün ürünüdür.
Yaz göçünde, sürüde taze oğlak, deve döşeği, kuzu, yani taze hayvan olacağı için konaklama yerleri kısa aralıklarladır. Güz göçü yani yayladan kışlağa göç de ise göç sırasındaki konaklama alanları daha uzun aralıklarladır. çünkü sürüdeki yaşlı hayvan satılmış, yazınki yeni doğan kuzular, buzağılar, oğlaklar büyümüştür.
Yörüklük zor iştir, göç sırasında, sürünü, genç kızını, kurda, kuşa, korucuya, köylüye kaptırmamak için sürekli tetikte olacaksın.
Kullanıcı Yorumları