Alp Arslan ve Malazgirt Destanı Mustafa Akgün

Alp Arslan ve Malazgirt Destanı

ISBN
9786054571000
Yazar
Yayıncı
Sayfa Sayısı
198
Takvimler, Milâdî 1071 yılının 26 Ağustos gününü gösteriyordu. O gün Cuma idi ve Cuma namazı vakti gelmişti. Alp Arslan askerinin başındaydı. Ordusu çok muntazam bir şekilde dizilmişti. Davul, kös, boru sesleri, Tekbirler, Salavatlar Yazının devamı...
13,00 TL
Satışta değil
Telefon Kodu : 598954
 

Ürün Özellikleri

Takvimler, Milâdî 1071 yılının 26 Ağustos gününü gösteriyordu.
O gün Cuma idi ve Cuma namazı vakti gelmişti.
Alp Arslan askerinin başındaydı. Ordusu çok muntazam bir şekilde dizilmişti. Davul, kös, boru sesleri, Tekbirler, Salavatlar daha bir coşkuluydu. Alp Arslan beyaz bir elbise giymişti. Bir vakar, bir heybet, bir ihtişam içindeydi. Alp Arslan atından indi. Askerler merak içinde onun yaptıklarını takip ediyorlardı.
Yanık sesle birisi Cuma Salâsı vermeye başladı. Salâ sesi bütün ovadan duyuluyor, karşı tepelerden yankılar yaparak geri dönüyordu.
Es Salâtü ves- Selâmü aleyke yâ Rasülallah!...
Es Salâtü ves- Selâmü aleyke yâ Habiballah!...
Es Salâtü ves- Selâmü aleyke yâ Seyyid el evveline vel âhirin!...
Vel hamdulillâhî Rabbil âlemin!...
Alp Arslan'ı bir aşkullah, muhabbetullah, haşyetullah, havfullah sarmıştı. İçi dışı Allah aşkı, Allah korkusu, haşyet ile dolu idi. Yüzünü yere koydu. Yalvaran bir sesle şunları söyledi:
“Ya Rabbî!... Seni kendime vekil yapmaktayım ve azametin karşısında yüzümü yere sürmekteyim. Senin uğrunda savaşmaktayım. Ey Allah'ım!... Niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret.
Yüzünü yerden kaldırıp kumandan ve beylerine baktı. Onlara da şunları söyledi:
Burada Allah'tan başka bir Sultan yoktur. Emir ve kader tamamıyla onun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte savaşmakta veya savaşmamak için uzaklaşmakta serbestsiniz.
Alp Arslan'ın sözleri askeri coşturmuştu. Gür bir sesle haykırdılar.
Senden asla ayrılmayacağız!... Anca beraber kanca beraber. ölmek var, dönmek yok. ölümden ötesi de yok.
Alp Arslan bir anda kılıcını kınından çıkardı ve havaya kaldırdı. Orada bulunan bütün beyler ve kumandanlar da kılıçlarını çekip havaya kaldırdılar. Bu sanki ahidnamenin altına atılan bir imza gibi idi.
Alp Arslan sonra atının üstünde ordunun bir başından öbür başına gitti ve geldi. Bu ordusunu bir selamlama idi. Onun bu hareketi orduyu daha da coşturdu.
Herkes birbiriyle vedalaşmaya, helâlleşmeye başladı. Buradaki mücahidlerin çoğu daha önceleri beraberce ve defalarca cihad etmişlerdi. İ'lâ-yı Kelimetullah için, devlet için, insanlık için cihada çıkmışlardı. Bu cihadlarda zaman zaman bazı arkadaşları şehid olup Allah'a yürümüşlerdi. Bu savaşta da muhtemelen öyle olacaktı. Savaştan sonra belki birbirlerini göremeyeceklerdi. Onlar âhirette buluşmaya randevululardı. Herkes hemen yanındaki arkadaşıyla kucaklaşıyor, helâllik diliyordu. Ses tonları sertçe idi. Ama bu ses tonları yüreklerinde çok derin duyguların olduğunu ihsas ettiriyordu. Alp Arslan'ın çelikten bir yapı gösteren muazzam ordusu böylesine duygu yüklü askerlerden meydana geliyordu.
Hakkını helâl edesin Gazi Sav Tekin kardeşim.
(Kitabın İçinden)

Kağıt Tipi

2. Hamur

Kategori

Kitaplar Edebiyat Tarihi Roman

Kullanıcı Yorumları

Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
3D Güvenli Alış Veriş
Taksit Sayısı
Taksit tutarı
Genel Toplam
1
13,00   
13,00   
×
Kapat